13 Haziran 2019 Perşembe

Hacı Beşir Ağa Vakfı ve Eminönü Hacı Beşir Ağa Killiyesi





Hacı Beşir Ağa’nın Hayatı:

Beşir Ağa’nın 1657 yıllarında Habeşistan’da doğduğu ve hadım edildikten sonra diğer hadımlarla beraber Kahire’deki satılacakları köle pazarına gönderildiği düşünülmektedir. Habeşi hadım köleler burada yüksek fiyata satılmaktaydı. İlk sahibi olarak bilinen İsmail Bey’in ise Mısır’da defterdar olarak çalıştığı söylenmektedir. Beşir Ağa’nın İsmail Bey tarafından azat edilmiş olabilir çünkü 1694 – 1700 yılları arasında Darüssaade ağalığı yapmış olan Yapraksız Ali Ağa himayesinde bulunmuştur. 1713’te Mısır’a Darüssaade Ağası Uzun Süleyman Ağa ile birlikte sürgün ediliyor. Bu sırada Beşir Ağa vekili Hasan Ağa’yı Kahire’deki çeşme yapımı için görevlendirdi. 1715 yılında Medine’de görevlendirilen Beşir Ağa 1717 yılında İstanbul’a geri dönmüştür. Bu sırada hacca giden Beşir Ağa’nın ilk kez hacca gidişi olmadığı ve “Hacı” ünvanını daha önceden aldığı düşünülmektedir. Beşir Ağa 1717 – 1746 yılları arasında yani III. Ahmet ve I. Mahmut dönemlerinde darüssaade ağalığı yapmıştır. 1746 yılında ölmüştür.(Hathaway, 2013)


Hacı Beşir Ağa’nın Hayratları:

Hacı Beşir Ağa’nın tüm hayratlarının listesi aşağıdadır:


1. Eminönü Hacı Beşir Ağa Külliyesi
    1.1 Camii
    1.2 Medrese
    1.3 Sebil
    1.4 Çeşmeler
          1.4.1 Sebil Bitişiğindeki Çeşme
          1.4.2 Avlu Bitişiğindeki Çeşme
    1.5 Kütüphane
    1.6 Tekke
    1.7 Sıbyan Mektebi

2. Eyüp Hacı Beşir Ağa Külliyesi
    2.1 Kütüphane
    2.2 Sıbyan Mektebi
    2.3 Medrese
    2.4 Çeşme

3. Topkapı Sarayı Hacı Beşir Ağa Cami ve Hamamı

4. Çeşmeler
    4.1 Kapalıçarşı Hacı Beşir Ağa Çeşmesi
    4.2 Fındıklı Hacı Beşir Ağa Çeşmesi
    4.3 Hacı Beşir Ağa Sütun Çeşmesi
    4.4 Fatih Hacı Beşir Ağa Çeşmesi
    4.5 Eyüp Hacı Beşir Ağa Çeşmesi
    4.6 Divanyolu Hacı Beşir Ağa Çeşmesi

5. Konya Hadim Kütüphanesi

6. Fatih Hacı Beşir Ağa Sıbyan Mektebi

7. Sebiller
    7.1 Kapalıçarşı Hacı Beşir Ağa Sebili
    7.2 Kahire Hacı Beşir Ağa Sebil-i Küttabı

8. Mısır
    8.1 Camii
    8.2 Mektep
    8.3 Sebil

9. Medine
    9.1 Medrese
    9.2 Sebil

10. Sakız Adası
    10.1 Mektep

Eminönü’ndeki Hacı Beşi Ağa Külliyesi:



Fatih ilçesinde Eminönü taraflarında Alemdar Mahallesi, Alay Köşkü Caddesi ile Hükümet Konağı Sokak’ının kesiştiği köşede bulunmaktadır. Külliye camii, medrese, kütüphane, tekke, sıbyan mektebi, çeşme, sebil ve dükkanlardan oluşmaktadır. H 1158 / M 1745 yılında yapılmıştır. Mimarı bilinmemektedir. Külliyede çalışan görevlilere ve öğrencilere günlük 622 akçe, yıllıksa ortalama 220188 akçe para ödenmektedir. Medresenin müderrisi, 170 akçe ile en fazla ücret alan görevlidir. Ancak bu paradan kendi belirlediği bir meblağı mûid ve muzâfa ücret olarak ödemesi şart koşulmuştur.



Akarları:

■ Fethiye (Kariye Camii) Camii havalisinde sıbyan mektebi üzerinde inşa edilen muallimhane.

■ Hasköy’de Hacı Şaban Ağa Mahallesi’nde 6468 zira arsa üzerinde bir ev ve bahçe.

■ Külliye altındaki dükkanlar

Külliyenin altındaki dükkanlar hariç diğer akarlar aynı zamanda Divanyolu Hacı Beşir Ağa Çeşmesi ile Fatih Hacı Beşir Ağa Çeşmesi için de gelir sağlamıştır.


Cami:


Kesme taş ve tuğladan yapılmış ve kırmızı renk kullanılmıştır. Plan itibariyle erken Osmanlı dönemini benzemektedir. Fakat kalem işi süslemelerinde barok tarzı görülmektedir. Camiinin giriş kapısındaki kitabeye göre II. Mahmut döneminde (1826 – 1839) büyük bir onarım geçirmiştir. Ayrıca 1940, 1959, 1965, 1973, 1986 ve 2008 yıllarında onarım görmüştür. Doğusunda sıbyan mektebi, batısında kütüphane ve medrese bulunmaktadır. Caminin kuzeyinde, avlunun altına 1986 yılında bir yeraltı şadırvanı ile tuvaletler inşa edilmiştir.

Yukarıdaki tabloda Eminönü Hacı Beşir Ağa Külliyesi Camii’ndeki görevliler ve aldıkları ücret bulunmaktadır. Külliyede toplam 65 kişi görev almaktadır. Külliyenin camii en fazla kişinin görev aldığı yapıdır. Görevliler günlük toplam olarak 140 akçe almıştır. En yüksek ücreti ise 30 akçe ile imamın aldığı görülmektedir.

Medrese:





«U» şeklinde bir plana sahip olan medrese vakfiyeye göre 10 odadan oluşmaktadır. Ancak yapı günümüzde 14 mekândan oluşmaktadır. Vakfiyede belirtilen 10 oda, muhtemelen görevliler ve öğrencilerin kalması için ayrılmış olan mekânlardır. Diğer dört mekân ise tuvalet, çamaşırhane ve mutfak gibi servis mekânları olmalıdır. Vakfiyede yer alan bilgilerden medresede 10 kişinin görevli olduğu ve 7 öğrencinin eğitim aldığını öğreniyoruz. Medrese eğitim gören çocuklar aynı zamanda medresede farklı işlerde görevlendirilmişlerdir. Medrese 1832, 1843, 1845, 1869, 1903, 1911, 1916, 1959 ve 1965 yıllarında tamir görmüştür. 1903 yılında kurşunları yenilenmiş, 1965 yılında iç ve dış sıvalar ile döşeme ve ahşapları elden geçirilmiştir. 1959 yılında ise kubbeler ve bacalar tamir edilmiştir. (Günal, 2013)




Vakfiyedeki önemli ayrıntılardan bir tanesi, Muîd ve Muzâf’a ayrı bir ücret ödenmediği ve müderrisin inisiyatifine bırakıldığı görülmektedir.

Günlük 170 akçe ücret alan müderrisin kendi ücretinden istediği kadarını Muîd ve Muzâf’a (Katılımcı?) ücret olarak vermesi şart koşulmuştur. (Tay, 2014) İki öğrenci ferraş, bir öğrenci bevvab, iki öğrenci kütüphane müstahfızı, bir öğrenci kayyım, bir öğrencinin ise hem medresede siraci hem de camide ferraş-ı seccade olarak çalıştığı görülmektedir. Vakfiyenin şartları arasında öğrencilere verilen ikişer akçe yemek ve ikişer akçe mum parası da bulunmaktadır.

Sebil:


H.1157 / M.1744–1745 yıllarında yapılmıştır. Sebilin inşa kitabesi, Şair Rahmi Mustafa Kırımi’ye aittir. Hattatı ise Moralı Beşir Ağa’dır. Dışı yarım daire planlı olan iç kısmı kare planlıdır. Birbirine kemerle bağlı 6 sütun bulunmaktadır. Kemerlerin arasındaki pencereler ise bronz bir şebekeye sahiptir. Sebilin onarım gördüğüne dair bazı arşiv belgelerine rastlanılmıştır. Belgelerde sebilin kurşunlarının değiştirilmesi hakkında yapılan yazışmalar bulunmaktadır. Bu yazışmalar H.1323-1325 / M.1905-1908 tarihli olmaktadır. M. 1907 yılında ise onarımın gerçekleştiği düşünülmektedir. Yazışmalarda 841 kuruşu kurşun, 6300 kuruşu ise diğer mahallerin onarımı için olmak üzere toplam 7141 kuruş masrafla tamir edilmesi gerektiği bildirilmiştir.



Sebilde 3 kişi çalışmaktaydı ve bu üç kişi günlük 24 akçe almaktaydı.

Çeşmeler:


Sebil Bitişiğindeki Çeşme:



Sebilin giriş kapısına bitişik olarak inşa edilmiştir. Üzerinde yer alan inşa kitabesine göre yapı, H.1157 / M.1744–1745 yılında Hacı Beşir Ağa tarafından yaptırılmıştır. İnşa malzemesi mermerdir. Onarımına ait herhangi bir kayıt bulunmamıştır ama sebilin onarımı sırasında çeşmenin de onarıldığı düşünülmektedir.


Avlu Bitişiğindeki Çeşme:



Külliyenin avlu giriş kapısı yanında bulunmaktadır. Çeşme kesme taştan yapılmıştır. Üzerinde yer alan inşa kitabesine göre yapı, H.1157 / M.1744 – 1745 yıllarında Hacı Beşir Ağa tarafından yaptırılmıştır. Onarımına ait herhangi bir kayıt bulunmamıştır ama külliyenin diğer öğelerinin onarımı yapıldığında çeşmenin de onarıldığı düşünülmektedir.




Çeşmelerde toplam olarak 4 kişi çalışmaktaydı. Ferraş-ı Meydan ve hafız-ı tas, çeşme ve musluk, bevvab ve Ferraş-ı Kenif gibi görevleri öğrencilerin yaptığı bilinmekteydi. Her görevliye günde 5 akçe verilmekteydi. Günlük olarak topla 20 akçe verilmekteydi.


Kütüphane:


Kütüphane, külliyenin cümle kapısı üzerindeki inşa kitabesine göre H.1158 / M.1745–1746 yıllarında Hacı Beşir Ağa tarafından yaptırılmıştır. Caminin batı cephesinin bitişiğine yapılmıştır. İki katlı bir düzene sahiptir. Alt katında dükkan bulunmaktadır. Farklı düzenlenmiş bir penceresi bulunmaktadır. Diğer pencereler genelde oval görünüme sahiptir. Kütüphanenin inşasında, taş, tuğla, ahşap, mermer ve maden malzeme kullanılmıştır. Kütüphanenin onarımına ait bir belge bulunmamaktadır ama caminin onarımı sırasında kütüphanenin de onarıldığı düşünülmektedir. Kütüphanedeki kitapların onarımına ait belgeler bulunmaktadır. Bu belgelerde 25 adet el yazmasının tamire ihtiyacı olduğu ve bu eserlerin beşinin onarılamayacak durumda olduğundan kütüphanede kalma şartıyla matbu nüshalarının alınmasının istendiği görülmektedir. Bu beş kitabın her birinin onarımı için yazma başına 60 kuruş, diğer yirmi kitabın durumu iyi olduğundan onarımı için yazma başına 10 kuruş ödenmesi öngörülmüştür. Toplam olarak 500 kuruş masraf yapıldığı görülmektedir.




Kütüphanede toplam 6 kişinin çalıştığı ve günlük olarak toplam 57 akçe alındığı görülmektedir. Kütüphaneden dışarıya kitap çıkarılmasının yasak olduğu yazmaktadır. Çalışmak isteyenlerin kütüphaneye gelip çalışması gerektiği söylenmektedir. Kütüphanenin yapımından kısa bir süre sonra bazı hafız-ı kütüblerin dışarıya beş günlüğüne kitap vermeleri ve birkaç kitabın kaybolması sonucu kütüphane bir süreliğine kapatılmıştır. M. Ocak 1784’te yapılan sayımda kütüphanedeki 38 kitabın kaybolduğu tespit edilmiş ve geri kalan 676 kitap hâfız-ı kütüblere teslim edilip yeni düzenlemeler yapıldıktan sonra kütüphane tekrar hizmete açılmıştır.

Toplam olarak 38 kitap kaybolmuştur ve kütüphanedeki kitap sayısı 676’ya düşmüştür. 1914 yılında kitaplar Sultan Selim Kütüphanesi’ne, 1918 yılında da Süleymaniye Kütüphanesi’ne aktarılmıştır. Şu an Süleymaniye Kütüphanesi’nde bu kütüphaneye ait 611’i yazma, 49’u basma olmak üze 660 kitap mevcuttur. (M. Günal, 2003)


Tekke:




Bağımsız bir yapı olarak inşa edilen tekke, külliyenin diğer yapılarından Hacı Beşir Tekkesi Sokağı ile ayrılmaktadır. Giriş kapısı üzerindeki inşa kitabesine göre yapı H.1158 / M.1745–1746 yıllarında
Hacı Beşir Ağa tarafından yaptırılmıştır. Eğimli bir araziye kurulmuş olan tekke, ana hatlarıyla revaklı bir avlu etrafına sıralanmış mekânlardan oluşmaktadır. Vakfiyede dokuz hücreden oluştuğu yazmaktadır. Ve ayrıca bitişiğine bir meşruta inşa ettiği belirtilmiştir. Hacı Beşir Ağa vakfiyesinde, dokuz hücrenin her birinde bir kişinin kalması, ilk hücrenin ise şeyh efendilere tahsis edilmesini şart koşmuştur.(Tay, 2014)  Mimari özelliklerinden dolayı tevhidhanenin 19uncu yüzyılda genişletildiği ve pencerelerinin düzeltildiği düşünülmektedir. Arşiv belgelerinden yapının H. 1315 / M. 1897 - 1898 ve H. 1324 / M. 1906-1907 yıllarında onarım geçirdiğini öğreniyoruz. H. 1315 / 1897 – 1898 yıllarında geçirdiği onarıma ait bir belge bulunmaktadır. Bu belgeye göre tamir edilmesi gereken yerler için 4300 kuruş gerektiği belirtilmiştir. Ancak tekkenin şeyhi yapının başka bölümlerinde de onarıma ihtiyaç olduğunu belirterek ikinci bir keşif yaptırmıştır. Bu keşfe göre de ilk keşfin dışında 950 kuruşluk bir masraf daha tespit edilmiştir. Toplam 5250 kuruş olan tamir masraflarının önce H. 1314 senesi bütçesinden karşılanması istense de yazışmalar devam ederken H. 1314 senesinin bitmesi üzerine söz konusu meblağın H. 1315 senesi bütçesine dahil edilmesi kararlaştırılmıştır. H.1315 / M.1897-1898 yılından yaklaşık dokuz on yıl sonra H.1324 / M.1906-1907 yıllarında yapının arşiv belgelerine harap bir şekilde diye betimlenmesi onarımın yapılamadığı hakkında bir düşünceye sahip olmamızı sağlar. Hazırlanan keşif defterine göre yapının 12427 kuruş masrafla onarılabileceği belirtilmektedir.



Vakfiyeye göre tekkede on yedi kişi çalışmaktadır ve günlük 115 akçe almaktaydılar. En yüksek ücreti 40 akçe ile tekkenin şeyhi almaktaydı. Tekkede, barınanlar ve gelip geçenlerin yiyip içebilmesi için birçok gıda maddesine dair veriler de yer almaktadır. Gıda maddeleri içerisinde özellikle pirincin çok önemli bir yer tuttuğu görülmektedir. Tekkenin mutfak giderleri için her yıl, pilav için 80 kile533, çorba için 15 kile ve zerde için 4 kile olmak üzere toplam 99 kile pirinç alınması şart koşulmuştur. Ayrıca 600 dirhem, fülfül, 5 kile nohut, 40 vakıyye nemek, 150 vakıyye, soğan ve 50 vakıyye hurma alınması da şartlar arasındadır.(Tay, 2014)


Sıbyan Mektebi:

Birbirinden bağımsız iki katlı bir düzenden oluşmaktadır. Alt kat sıbyan mektebi üst kat ise hünkar kasrıdır. Onarım geçirip geçirmediğine dair bir belge bulunmamaktadır. Ama II. Mahmut döneminde diğer mimari unsurlarla beraber onarım geçirdiği düşünülmektedir.


Vakfiyeden, mektepte toplam 5 kişinin görevlendirildiği ve günlük 63 akçe ücret aldıkları öğrenilmektedir. En yüksek ücreti günlük 30 akçe ile muallim almaktadır. Vakfiyede sadece görevlilerle ilgili değil, burada eğitim gören çocuklarla ilgili de bilgiler yer almaktadır. Bu bağlamda, mektepte eğitim gören çocuklardan her birine her yıl Ramazan ayında; birer kapama, birer fes, birer kuşak ve birer pabuç verilmesi vakfiyede şart koşulmuştur. Bunun yanında mektebe her sene 1000 vakıyye kömür verilmesi şartı da mevcuttur.(Tay, 2014)



Kaynakça:
Hathaway, J., Osmanlı Sarayının En Ünlü Haremağası Hacı
2014    Hacı Beşir Ağa, KitapYayınevi, İstanbul
Tay, L., “Hacı Beşir Ağa’nın İnşa Ettirdiği Çeşmeler“,
2015  Akdeniz Sanat Dergisi, Cilt: 8, Sayı: 10, Antalya
Tay, L., Dâr-üs’saâde Ağası Hacı Beşir Ağa ve Eserleri,
2014,  Kayseri
Mumcu, N., Hacı Beşir Ağa Darülhadisi’nin Koruma Uygulaması
2006,     Sorunları Üzerine Bir Değerlendirme, İstanbul
Günal, M., İstanbul’da Bir 18. yy Osmanlı Mimarlık Eseri:
2003,   Hacı Beşir Ağa Külliyesi, İstanbul
Öztürk - Şengül, E., Hacı Beşir Ağa Külliyesi Restorasyon
2005,    Projesi, İstanbul
2006,  Külliyesi İçin Tahsis Ettiği Vakfı, EyüpSultan Sempozyumu, İstanbul
Sefer, N., “Hacı Beşir Ağa Külliyesi Onarımı “, Restorasyon-Konservasyon
2011  Arkeoloji ve Sanat Tarihi Yıllığı, İstanbul
Güler, M., “ Dârüssaâde Ağası Hacı Beflir Ağa’nın Üsküdar’daki Hayrâtı,
2006   Üsküdar Sempozyumu
Güler, M., Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi: Beşir Ağa Camii-Câfer Paşa Tekkesi,
1992    TDV, Cilt: 6, Ankara
Kayaoğlu, İ., Hacı Beşir Ağa Vakfı, Türk Tarih Vakfı Belgeler Yayını,

1986     Ankara


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder